22 Ekim 2014 Çarşamba

Dalmak ne güzel şeymiş arkadaş!



Bayram tatilini dalgıç arkadaşlarımla tekne misafiri olarak Kaş'ta geçirdim. Kaş'ın dünya güzeli bir yer olduğunu zaten bilirdik ancak dalış teknesinde dalgıçlar ile birlikte tüm gün denizin üzerinde olmak bir harika dostum!
Peki bir gün nasıl geçiyor bu ekiple?
Gün teknenin önünde yoklama alarak başlıyor. Hepimiz tamamız eksiğimiz yok, hooop teknedeyiz.
Güleryüzlü kaptanımız ve ekibi motoru çalıştırıyor saat 09:00 u vururken ve Kaş'tan uzaklaşmaya başlıyoruz. Sallanarak, hoş sohbetle, yeni demlenmiş çay ve günün güzel güneşi ile birlikte yola çıkıyoruz. 15 -20 dakika, en fazla yarım saat uzaklıktaki koylardan birisine gelince kaptanımız duruyor ve dalgıçlarımız hazırlanmaya başlıyor. Kocaman 12 kg lık tüpler, regülatörler, shortie ler...Şimdiye dek duymadığınız binlerce terim ve nasıl yaptıklarını bir türlü anlamadığınız gizemli bir spor / aktivite / eğlence/ dinlence...Sanki az önce ben ayılamadım diyenler, az önce konuştuğunuz dalgıçlar değillermiş gibi pürneşe, dikkat ve heyecanla hazırlanıyorlar. Teknenin alt katında heyecanlı ve hızlı hazırlanma süreci başlıyor: kıyafetler giyiliyor, paletler takılıyor, tüpler kontrol ediliyor sonra 1,2,3 hooop sudalar...
Her dalgıçın bir buddy si var ve aldıkları eğitim seviyelerine göre gruplar halinde birer hoca ile dalmaya gidiyorlar.
Pıısss sesiyle uzaklaşan dalgıç gruplarının ardından teknede sadece misafirler ve tekne sahipleri kalıyor, güzel güneş ve muhteşem denizden faydalanmak için size kalan bir zaman :)
Yaklaşık bir saat sonra geri geliyorlar, dalış süreleri ekiplere bağlı olarak 40-50 dakika civarında değişiyor.
Geldiklerinde hoca çağırıyor: " buyrun discovery dalış yapacak arkadaşlar!"
Onlardan birisi benim:)  Hocamız anlatmaya başlıyor, tüpünüzden nefes alıp vermek çok kolay, ben hep yanınızda olacağım, basınç için sizi uyaracağım kulağınızı eşitlemeyş unutmayın...vs
Sonra neşeli dalış ekibi bir bakmışsınız sizi giydirmiş ve suya atmak için bekliyorlar, bir bakmışsınız hoopp sudasınız. İlk etapta regülatörden nefes almak, sürekli tüpe bağlı olmak zor gibi gelse de bir zaman sonra alışıyorsunuz ve başlıyorsunuz suyun altında alçalmaya....
Hoca hep yanınızda, kah elinizden tutyor, kah elinizi uzatacağınız kadar yakınınızda, kah yüzünüze bakıp iyi misiniz diye kontrol ediyor...
Ama en güzeli suyun altında olmak...Tek duyduğunuz tüpünüzden çıkan kendi nefesiniz, etrafınızda bir sürü küçük güzel balıklar değişik yosunlar....
Orası apayrı bir dünya...Sanki zaman duruyor, hiç zaman geçmiyor ve siz doğanın en sessiz ve en derininde, etrafınıza alık alık bakarken buluyorsunuz kendinizi. Elinizi uzatsanız değecek kadar yakın  balıklar, değişik taşlar, kafanızı kaldırdığınızda gördüğünüz tekneniz...
Bir bakmışsınız artık zaman dolmuş ve yukarı çıkmışsınız.
Siz yukarı çıkıyorsunuz ve cana yakın arkadaşlarınız ilk dalışınızdan sizi alkışlayarak karşılıyorlar :)
Çıktığınızda gerçekten allak bullaksınız, yine hemen dalmayı istiyorsunuz. İlk etapta" ben nasıl nefes alıırım bununla" diyen insan gitmiş bambaşka birisi gelmiş ve ısrarla aşağıdaki hayata tekrar şahit olmak istiyor.
Tüm bu dalışlardan sonra artık saat 5 e yaklaşıyor, Kaş'a dönüş zamanı geliyor.
Tüm dalgıçlarımız yine teknede, yine sayım yapılıyor, teknemiz yola çıkıyor...
Kaş marinaya geliyoruz, tüm dalgıç ekibi ile birlikte paçanga ve bira keyfi yapmaya gidiyoruz, güneş tam da önümüzden batıyor.
Paçangalarımızı biralarımız eşliğinde hoş sohbet ve şen kahkahalar ile yedikten sonra hep birlike bir rakı balık yakışır bu ekibe diyoruz..hep birlikte rakılarımız eşliğinde balıklarımızı yerken bize kendi sesimizden güzel şarkılar eşlik ediyor...
Gün bitiyor, yenisine uyanmak için sabırsızlanıyorsunuz...