21 Eylül 2014 Pazar

Oryantiring


Bugün  Belgrad ormanında şirketten arkadaşlarla oryantiring oynadık.Oynadık dedim ama bu bir spor.Oryantiringi yarış olarak algıladığımdan oyun olarak nitelendirdim.2'li takımlar halinde yarıştık.Biraz oryantiring nedir ondan bahsedeyim.Katılımcılar kendilerine verilen yarışma bölgesinin haritasında belirtilmiş kontrol noktalarına  ulaşmaya çalışırlar. Kontrol noktalarına varıldığında turuncu-beyaz bayrakların orada bulunan elektronik sisteme  başlangış noktasında tanımlanan aparat okutulur.Böylece bu noktaya varmış olduğumuzu kanıtlamış oluyoruz.Biz ilk kez katıldığımızdan kısa parkuru seçtik ama kısa olduğuna bakmayın epeyce zorluydu.6 kontrol noktası vardı.Ve bu kontrol noktalarını haritalarla bulmak gerçekten zor ve yorucuydu :) Amaç hedefleri en kısa sürede tamamlamak.Bazı arkadaşlarımız çok kısa sürede yarışı tamamladı.Takım arkadaşlarımla bu duruma epeyce  şaşırdık :)Yön bulmak da bir yetenek sonuçta.








20 Eylül 2014 Cumartesi

KAPUTAŞ

Kaputaş tam bana göre, yerinde duramayan yaramaz turkuaz deniz:) 
Ama öyle böyle değil, o renk hiçbir yerde yok.
Hemen derinleşiveriyor, ayağınız havalanıyor.
İşte hemen derinleşmesi de tam bana göre, ben git git hala dizinde olan denizde zevk alamıyorum çok.

Kaputaş plajı, incecik küçücük çakıl taşlarıyla dolu. Söylendiğine göre, Kaş-Kalkan karayolundan Kaputaş'a 187 adet merdiven basamağı ile iniliyor:) Ben açıkçası teyit etmedim, basamakları saymaya başlasam bile, o eşsiz turkuaz manzaraya kayar gözüm. Nerede kaldığımı unuturum... 

Plajda iki adet işletme var, derme çatma. 
Benden tavsiye, denizi önünüze aldığınızda, arkanızda sağda kalan işletme daha başarılı. 
Dolabı daha iyi soğutuyor bir, ikincisi ıspanaklı kaşarlı gözlemesi bir harika...

Kaputaş'ta Mavi Mağara'yı da gezme şansınız var tek kişilik simitlerle. Çok yakın zaten Kaputaş'a. Ancak ben gitmedim, onun yerine Kaputaş'ın yaramaz sularının tadını çıkardım. 

Yüzmediğiniz zaman, uzanın plajın denize yakın kısmına, dalgalar size kadar ulaşıyor zaten, aniden serinletiveriyor:)
Ama bikininiz komple çakıl taşlarıyla doluyor haberiniz olsun:):)

Türkiye'nin en keyifli, ve bir o kadar muhteşem renkli plajı bence.
Mutlaka görülmesi gerekir...




KALEKÖY (SİMENA)

Kaleköy'ün eski adı Simena, gün içerisinde pek çok tur teknesi uğruyor, hava&deniz çok rüzgarlı ise yanaşmak mümkün olmuyor. Dolayısıyla biz Kekova tekne turumuzda ilk önce Kaleköy'e uğradık, öğle saatlerinde.

Kaş'a yolunuz düşerse, kesinlikle uğramanız gerekir Kaleköy'e....
Kaleköy, deniz yolu ile ulaşabileceğiniz, tablo gibi şirin ve eşsiz bir yerleşim alanı. Sadece 40 tane hanesi var.

Köy içerisinde ulaşım antik merdivenler ile ve dar patikalarla yapılıyor. Denizden yukarıya tırmanırken manzara müthiş:)

Tülbentten yapılmış pek çok ürün bulmak mümkün, elbise, eşarpi bandana vb. Ayrıca incik, boncuk, hediyelikler ile dolu köy içi.

Kaleköy'ün üst yamacında tüm manzaraya hakim bir kale var. Müze giriş kartınız ile bedavaya girebilirsiniz, ya da maximum kart sahibiyseniz:):):)

Ev yapımı, enfes dondurmalar var, denemeden Kaleköy'den ayrılmayın:)





18 Eylül 2014 Perşembe

Melike ve Yeliz'in yağmurlu bu akşamda trafik ile imtihanı:)



Sabah itibariyle başlayan yağmur işkencesi akşam hala devam ediyor.Şekerden yapılmış yollarımız ki özellikle cendere yolu , yağmurda eridi.Bu durumla beraber şuurunu yitiren vatandaşlar bu eriyen şekerli yollarda arabalarını nasıl kullanacaklarını şaşırdı.Bol bol yolda kaldı, bol bol trafiğe neden oldu.Bizler de rahat evlerimize ulaşmak için epeyce uğraştık.Ama şekerden yapılmış bu yollara , bu muhteşem trafiğe uyum sağlayıp minik servisimizde çılgınca eğlendik.:) işte kanıtı aşağıda ki fotoğrafta :)






12 Eylül 2014 Cuma

Rafting

sizlere kısacık kısacık anlatmışımdır belki ama tadı damağımda kalan bir spor yaptım ben hem de benn :) Adı rafting.. Aslında çok tırsak olan ben bile rafting yaptıysa hem de Dalaman Çayında 3-4. seviyelerde bence herkes yapar yapmazsa utansınnn :)

Kazaya belaya çok açıksınız, Dalaman Çayında yüksek ve sert kayalar var ve bot 2 kaya arasına sıkışıp da kımıldamadan da kalabiliyor siz de popoya kuvvet zıplaya zıplaya botu indiriyor sonra 360 derece dönerekten nehirde akıp gidiyorsunuz ama inanılmaz zevkli ve farklı bir deneyim.

ölsem bile eğlenerek ölürüm diye kendimi gazladım nehir boyunca, napimm :)

Doğadayız klubü organize ediyor. Dalyandan bizleri aldılar. Ulaşım + köy kahvaltısı + öğle yemeği + rafting 100 tl. Kahvaltı harikaydı  ki sonunda yediğimiz zeytinleri teyzemizden satın alacak kadar çok sevdik.

Botlar nehre indirilmeden önce toprağın üstünde yarım saat süren bir eğitim veriyorlar. Her bir hareketin bir anlamı var ve belirli terimlerle bot lideri katılımcıları yönlendiriyor.

Ee tabi ben naptım , gider gitmez kalabalık insan yığınından en iyi hocayı ki hocaların hocası tüm hocalara direktif veren hocayı gözüme diktim, yavaş adımlarla yaklaştım ve onu sinsice ele geçirerek napıp edip onun botuna bindim ve tabiki arkadaşlarımı da bindirdim hihihi :)

İşi garantiye aldıktan sonra aktı nehir, çığlık ata ata gitti Tuğba :) anam nasıl bir takım çalışması yaptık anlatamam çünkü biri hata yapsa bütün bot devrilcek ya popo korkusuna birbirimizle can ciğer kuzu sarması olduk :))

Ay neyse lafı çok uzattım muhakkak yapın derim ya bana küfretceksiniz yada dua edeceksiniz :)

işte fotolar ...